Selfieler, hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline geldi. 2012-2014 arasında sayıları 900 kat artan selfieler, sosyal medyada ve hatta iş dünyasında (LinkedIn gibi platformlarda) her yerde karşımıza çıkıyor. Bu artışın, selfie çekerken yaşanan tehlikeli olaylarla da eş zamanlı olması, dikkat çekici bir durum. Bu yakın çekim otoportreler, özellikle genç kızlar gibi belirli gruplarda, benlik algısı üzerinde endişe verici etkiler yaratabiliyor. Peki, bu durumun nedeni ne? Sürekli selfie çekmek neden benlik algımızı değiştiriyor? Yanıt, karmaşık ve çok yönlü...

Selfielerde Farklı Görünmemizin Nedenleri

Eskiden aynayla kendimizi değerlendirirken, şimdi ayna yerine telefon kamerasını kullanıyoruz. Hatta çoğumuz, dış görünüşümüzü kontrol etmek için aynadan çok selfie çekiyor. Ancak aynadaki yansımamız ile selfie kamerasında gördüğümüz görüntü aynı değil. Bunun nedeni, teknolojinin getirdiği bazı optik gerçekler. Kamera açısı, lens bozulması ve dijital filtreler, görüntüyü gerçeklikten uzaklaştırıyor. Bu farklılık, bazı kişilerde akıl sağlığı sorunlarına bile yol açabiliyor. Bu durumun sebepleri ve etkilerini inceleyelim.

Kamera Açısı ve Perspektif Bozulması

Selfielerde yüzümüz farklı görünmesinin başlıca nedeni perspektif bozulmasıdır. Kamerayı yüzünüze yaklaştırdıkça, yüz hatları orantısız görünür. Burun ve çene daha büyük, kulaklar daha küçük görünür. Profesyonel fotoğrafçılar, telefoto lensler kullanarak bu sorunu en aza indirirler. Telefoto lensler dar bir görüş açısına sahip olup, fotoğrafçı ile obje arasında daha fazla mesafe sağlar. Selfie kameraları ise genellikle geniş açılı lens kullanır. Bu lensler, objeye yakın çekim yaptığında, yüz hatlarını olduğundan daha büyük ve bozulmuş gösterir. Geniş açılı lenslerin bu etkisi, Pisa Kulesi'ni elleriyle tutuyormuş gibi poz veren fotoğraf örneklerinde de görülebilir. Bu bozulma, sürekli selfie çeken kişilerde gerçekçi olmayan bir benlik algısı yaratabilir.

Lens Bozulması ve Dijital Filtrelerin Etkisi

Selfielerde farklı görünmemizin bir diğer sebebi de lens bozulmasıdır. Geniş açılı lenslerde sık görülen "fıçı bozulması", yüzün merkezindeki bölümleri (burun, çene) abartılı gösterir. "İğnelik bozulması" ise tam tersine yüz hatlarını daha ince gösterebilir. Bunun yanı sıra, akıllı telefonların ve selfie uygulamalarının filtreleri de büyük rol oynar. Bu filtreler, yüz hatlarını inceltme, cildi pürüzsüzleştirme gibi değişiklikler yaparak, gerçekçi olmayan bir görüntü oluşturur. Fotoğraf düzenleme uygulamalarının aşırı kullanımı, "Snapchat dismorfisi" gibi beden algısı bozukluklarına yol açabilir. Bu bozukluk, kişilerin gerçek görünüşlerinden memnun olmamalarına ve estetik operasyonlara yönelmelerine neden olabilir.

Selfie ile Geleneksel Fotoğrafçılık Arasındaki Fark

Profesyonel fotoğrafçılar tarafından çekilen fotoğraflar ile selfieler arasında önemli farklar vardır. Profesyoneller, geniş açılı lens kullanmaktan kaçınırlar ve obje ile daha uzak bir mesafede durarak perspektif bozulmasını en aza indirirler. Ayrıca, ışıklandırma, pozlama ve kompozisyon gibi faktörler de fotoğrafın sonucunda önemli rol oynar. Selfielerde ise genellikle bu kontrol olanakları sınırlıdır. Sonuç olarak, sosyal fayda sağlamak amacıyla kullanılan selfieler, gerçekçi olmayan bir benlik algısına yol açarak, psikoloji alanında bile tartışılmaktadır. Bu durumun farkında olmak ve dengeli bir bakış açısı geliştirmek önemlidir.


Özetle, selfie’lerin oluşturduğu görüntünün gerçek hayattan farklı olması, teknolojinin yarattığı optik yanılsamalar ve dijital düzenlemeler nedeniyledir. Bu farkındalık, sağlıklı bir benlik algısı için önemlidir.